Aikido, Morihei Ueshiba ( O’ Sensei) tarafından uzun yıllar boyunca üzerinde çalışılmış bir japon savunma sanatıdır. Birçok uzakdoğu sanatında ustalık seviyesine kadar yükselmiş olan O ‘ Sensei, yeni arayışlar içine girmiştir. Bu arayış diğerlerinden farklı bir sanatın ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Aikido, samurayların kılıç, sopa ve bıçaklarıyla yaptıkları tekniklerin boş ele aktarılmasıyla günümüzdeki formunu almıştır. Kendine has sistemi sayesinde eklem yerlerine uygulanan tekniklerle fiziksel güce ihtiyaç olmadan rakibin gücünü kullanarak yapılır. Bu özelliği ile diğer uzakdoğu sanatlarından ayrılır. Aynı zamanda bünyesinde Kenjutsu, jojutsu ve tantojutsu tekniklerini de barındırır. Temel tekniklerle belirli bir seviyeye kadar hazırlanan aikidoka, siyah kuşaktan sonra öğreneceği bilgilerle kendisine yeni bir kapı açar. Bu açılan kapıyla aikidoka aslında aikidoya yeni başladığını anlayacaktır. Siyah kuşağa kadar sadece bedenini eğiten aikidoka, bu süreçten sonra artık ruhunu da eğitmeye başlayacaktır.
Aikido’ da ustalaşmak için kişinin kendini teslim etmesi ve tehlike karşısında ölçülü bir tutum izlemeyi öğrenmesi gerekir. Bu yüzden korku ve öfke Aikido da yoktur.
Ai- uyum, Ki- enerji, Do- yoldur. Aikido, evrendeki enerjinin vücudumuzda uyum içinde dolaşmasıyla aslına ulaşır. Yaşam enerjisi dediğimiz kavramın, vücudunda aikido olan bir insanda fazla miktarda bulunmasının sebebi tam olarak budur. Doğru nefes ve tekniklerin harmanlanmasıyla ortaya çıkan aikido, yol olarak benimsendiğinde insanı farkında olmadan bir gelişim sürecine sokar. Bu süreç fiziksel gelişimin yanında beyin ile vücudun aynı frekans içinde hareket etmesini sağlar. Böylelikle herhangi bir etkiye karşı verilecek reaksiyon refleks halini almış olur.
Müsabakası olmayan bir savunma sanatı olan aikido, kişinin her türlü saldırıya karşı kendini koruyabilmesi için dizayn edilmiştir. Asıl amaç; ruhun korku ve endişelerden uzak kalmasını sağlamak, bedeni ise doğru metodlarla eğitip ruh ve bedeni uyumlu hale getirmektir. Müsabakasının olmaması aikidokanın kendisini test açısından bir dezavantaj olarak görünse de aslında bu durum tamamiyle aikidokanın lehine bir durumdur. Çünkü sadece kuşak sınavları ile test olan aikidoka, daha fazla çalışıp daha fazla öğrenmek için sürekli bir nedene sahip olacaktır. Asıl rakibin kendisi olduğunu anlayana kadar çalışan ve öğrenen aikidoka, gerçek rakibiyle tanışınca ruhsal ve bedensel doygunluğa ulaşmış olacaktır.